“Onu isminden mahrum edersen.....”: Türk- Müslüman isimlerinin iade edilmesinden 30 yıl sonra

"Kimliğin en kalıcı tezahürü isimdir. Her bir Müslüman ismiyle halkın ve Tanrı’nın karşısına çıkar. Onu isminden mahrum edersen, onu Tanrı ile insanlarla bütünleşmesinden mahrum edersin. Bu, kendine saygı duyan herkes için geçerli değil mi? Adı sanı bilinmeyen suç yoktur. Bir avuç sorumsuz idareciden oluşan suçlular bütün milletin önüne çıkarılmalı ve suçlanmalıdır. Ne var ki, sessiz kalmasaydık bürokrasi çarkı böyle bir vahşeti başlatmayacaktı. İskra Panova, Grudi Atanasov ve diğerleri cesur protestolarda bulundu, ancak seslerini duyuramadılar. Haksızlığa uğramış kardeşlerimizin kaderinde kişisel sorumluluğumuz vardır. "Biz suçluyuz, her birimiz suçlu.”

                                      Blaga Dimitrova’nın “İsim” adlı yazısından alıntı

 

Bu yıl, zorla alınan Türk-Müslüman isimlerinin iadesinin 30. yıldönümü. Bu vesileyle, Müslümanlar Diyaneti ülkenin farklı yerlerinde bir dizi anma etkinliği düzenledi. Başkentteki yıldönümü etkinliği 5 Aralık Perşembe günü akşam saat 18: 00’de, “Sveta Sofya'” otelinde "İsimlerin İade Edilmesinden 30 Yıl Sonra" konulu bir panel ile kutlandı.

Program açılışı Studio Media Grandmufti tarafından hazırlanan ve isim değişikliğini ve 30 yıl önce isimlerin geri verilmesinin anlatıldığı belgesel ile yapıldı. Filmde, Batı Rodop bölgesinden Müslümanların yaşandıkları olaylar ve kalıcı travmayla ilgili anılarına yer verilmektedir.

Türk-Müslüman isimlerinin iadesi ve isimler uğruna verilen mücadele ile ilgili süreçlerin tarihsel kronolojisi; Devletin ülkedeki Müslüman nüfusun farklı etnik gruplarına yönelik asimilasyon politikası; Asimilasyon ile nüfus entegrasyonu arasında bir ilişki var mı? Bu süreçler arasındaki ilişki nedir, insanlar geçmişten ne hatırlıyor, Müslümanların hafızasında en büyük travma yarattığı düşünülen isim değişikliği ve isimlerin geri verilmesi ile ilgili tarih hafızası nedir? Kimlik açısından ismin önemi nedir? Bu gibi pek çok mesele, konuşmacılar Prof. Dr. Evgeniya İvanova, Doç. Dr. Mihail İvanov ve Prof. Mümün Tahir tarafından ele alınıp değerlendirildi. Etkinliğin  moderatörü Başmüftülük’ten Dr. Ahmed Lütov idi.

Yaklaşık 100 kişinin katıldığı etkinlikteki konuşmalardan sonra katılımcılar konu ile ilgili görüş ve düşüncelerini paylama imkanı buldu. Başmüftü Dr. Mustafa Haci olmak üzere pek çok katılımcı yalnızca etkinliğe katılımları için değil, yıllar boyunca Bulgaristan’daki Müslüman topluluğun çıkarlarını savunma konusundaki faal çalışmalarından dolayı konuşmacılara en içten teşekkürlerini sundu. Bizzat Prof. Mümün Tahir diğer iki konuşmacıya - Doç. Dr. Mihail İvanov ve Prof. Evgeniya İvanova’ya teşekkür ederek onları “çok cesur insanlar ve Bulgaristan'da Türklerin ve Müslümanların isim değişikliğine karşı mücadelenin sembolleri” olarak nitelendirdi.

Düzenlenen etkinlik ikram eşliğinde isim değişikliği ve 30 yıl önce iade edilmesi konusunun gayri resmi konuşmalarda görüşülmeye devam ederek sona erdi.

 


© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.