Hayatimdaki Cami

Allah’ı seven bir insan meyhaneye de gitse,

O onun dua odası olur,

Fakat bir sarhoş aynı odaya girse,

 o onun meyhanesi olur

“Elif Şafak’ın” “Aşk” romanından

 

Dil ve düşüncelerimizle camiyi aklımızda ilişkilendirdiklerimiz, Müslümanlar için kutsal olan bu yapılar hakkında eksiksiz imaj oluşturma konusunda bizde bazı engeller oluşturuyor. Kimseyi kınamadan belirtmek isterim ki, Müslümanların çoğu camiyi cumadan cumaya ya da Bayramdan bayrama ziyaret etmektedirler.

Cemaat mi camiyi oluşturuyor yoksa cami mi cemaat adı altında bir grup insanın bir araya gelmesine vesile oluyor? Cami mi hayatımızda, yoksa hayatımız mı bir tür cami olmak zorunda?  Aslında hayatımın ne kadarını kapsıyor cami?

Cami ile bağlantılı olan ayetler ve hadisler, camide yapılan ibadetlerin ve duaların Allah'a giden yolda inananlar için artı olduğunu belirtmektedirler. Cemaat ile namaz kıldığımda tarifi mümkün olmayan bir ruhaniyet keyfi yaşıyorum, beni heyecanlandıran bir sevinç hissediyorum ve camide cemaatle namaz kılmamızı teşvik eden ayetlerin ve hadislerin önemini daha iyi anlıyor ve inanıyorum.

Küçükken her yıl imamın rehberliğinde köyümüzde düzenlenen yaz Kuran-ı Kerim kursuna düzenli olarak katılıyordum. İslam dini ve Kuran-ı Kerim’in nüzulü hakkında konuşuyorduk fakat caminin önemi hakkında hiç söz edilmedi. Zamanla, büyüklerin bize öğrettiği gibi camide Allah’ın evinde dua etmenin ne kadar harika olduğunu anladım.

Bu aşamada cami hayatımın önemli bir bölümünü kapsamaktadır. Ama yine de, açık olmam gerekirse, cami benim kontrolümün dışında belirli bazı şartlardan dolayı hayatımla özdeşleşmiyor. Fakat zihnimde ve diğer salih Müslümanların zihinlerinde olduğu gibi, cami ayrılmaz bir biçimde imanla bağlantılıdır. İnancımızın bir sembolü olarak kalıyor. 

Caminin, benim hayatımın bir parçası olmasını istiyorum. Ve olsun....

Hoş sohbetlerin olduğu yer (daha çoğu sadece Güney Bulgaristan’da gerçekleştirilen ve bizim bölgede eksik olan);

Müslüman toplumunu sadece Cuma veya bayram gibi özel günlerde bir araya getirmeyen yer.

Bilgi aşığı cemaatle süslenen yer;

Hayat sorunlarının ve koşuşturmasının unutulabileceği yer.

Dualarımızın Cennete yükselip, Allah tarafından kabul edileceği bir yer.

Doğal olarak, din görevlileri elini taşının altına koymalı ve insanları camilere çekmelidir. İnananlara cemaatle camide namaz kılmayı sevdirmeli, meyhanelere gitmekten onları vazgeçirmeleri ve cami kültürü inşa etmelerinde yardımcı olmalıdırlar. Çünkü her şey düşünce ve anlam ile yapılır. Ancak o zaman cami bir anlam kazanacak.

Bilinçli bir şekilde caminin sadece benim hayatımdaki yeri hakkında konuşmuyorum. Ve görev olarak önceden bir gelecekte konuşuyorum. İlk gerçek, Müslüman’ın kardeşini düşünmesi şartına bağlıdır. Camiye girmeyen herkes için endişeleniyorum, hatta öyle insanlar var ki camide sürekli bulunanlar ile dalga geçiyorlar. Sadece onlar suçlu değiller. Kendi korkaklığımıza: "Ben camiyi ziyaret ediyorum namazımı kılıyorum ve diğer farzları yerine getiriyorum, sünneti gözetiyorum diğerleri ne yaparsa yapsın” diyerek korkaklığımıza bahane aramayalım. “her keçi kendi ayağına, her kafa kendi kalpağına” gibi atasözleri sadece kendimizi düşünmek için sebep olmamalı (eğer bu atasözü hala bir evsafa dönüşmemiş ise) sadece (kendi) camisi için, ateşten kendimizi ve şahsi kurtuluşumuzu düşündürmemeli. İkinci gerçek birinci şartın sonucudur. 

Benjamin Franklin: “Bu hayatta kaçınılmaz sadece iki şey vardır diyor bunlar da ölüm ve vergi” dir. Daha sonra pişman olmamam için, ruhumun bedenimden ayrılmadan önce şimdi caminin de parçası olan dinime dönmeye çalışıyorum. Elif Şafak inançlı bir insan için namaz kılmak ve ibadet etmek için alanın geniş olduğunu ifade etmektedir. Nerde bulunursa bulunsun bu yeri kendisi için camiye dönüştürecektir.

 Ruhlarımıza cami inşa etmeliyiz. Belli bir süre sonra, özellikle cami fiziksel olarak ziyaret edilmezse çöker. Fakat kendimizde inşa etmiş olduğumuz cami, Sofya camisi gibi periyodik olarak uğradığı baskın, küfür ve iftiraya maruz kalmaz.

 

Hasan Sezgin Hasan,

Razgrad şehri

Birincilik, Üçüncü yaş grubu: (18 – 25 yaş)  "Caminin Hayatımdaki Yeri" yarışması 2017.

 


© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.