Cami İkinci Ev Gibi

Yer yüzünde üç semavi din vardır: İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik. Her üç dinden birine inananlar için gidip dua edebilecekleri dinî ayinlerini yerine getirebilecekleri mabedleri vardır. Hıristiyanlar için bu mabed Kilise, Yahudiler için Sinagog ve Müslümanlar için Cami dir.

Cami, müslümanların beş vakit namaz kıldıdıkları, Allah’a dua ve tövbe ettikleri mekandır. Bulgaristan’ın her şehrinde cami vardır. Bazı şehirlerde bir cami bazılarında ise daha fazla cami vardır. Bütün camiler farklıdır ve farklı mimari yapıya sahiptirler.

Caminin önemi biz müslümanlar için nedir? Cami ikinci ev gibidir. Burada sorunlarımızdan uzaklaşarak, huzura, ferahlığa ve barışa kavuşuyoruz.

Daha eski asırlarda müslümanlar tarafından camiler ve mesidler inşa edilmiştir. Bu yapılar pahalı malzemlerden  veya mimarlar tarafından inşa edilmiş değillerdir. Buna rağmen, inananlar için bu yapılar kâfi imiş. Çünkü o devirlerde namaz kılındıktan sonra, insanlarla karşılaşmak, sohbet etmek, hal hatır sorarak ihtiyacının olup olmadığını sormak daha önemliymiş. Bir insanın ne halde bulunduğuna bakılmaksızın herşeyden önce saygı gelirmiş.  

İşte artık 2017 yılındayız. Gelişmiş Teknolji, yüksek binalar ve sözde “çağdaş düşünce” olarak adlandrılan bir dünyadayız. Herkesin öncelikle kendi egosunu tatmin etmek için tercih ettiği bir dünyadayız. Camiler mükkemel bir mimariye sahip, abdest almak için özel yerleri mevcüt, dikilmiş çiçekler ve oturma bankları bulunan büyük bahçeleri ile muazzam güzellikte camiler vardır. 

Fakat Müslümanlar nerede? Maalesef müslüman toplumu parçalanarak bölünmüş durumdadır. Bugün “ Neye ihtiyacın var” sorusu önemli değildir, onun yerini “Sen kimsin sana yardım edersem ne kazanırım?” sorusu almıştır.

Tahmin ediyorum ki “Camiyi hayatında nasıl hayal ediyorsun” sorusuna herkes dışı ve içi çok güzel inşa edilmiş cami resm eder. Bunda kötü birşey yoktur fakat ben düşünüyorum ki, benim hayatımdaki cami şu şekilde olmalıdır: Cuma namazını kılmaya gelenlerin hepsini içine alabilecek, kimseyi dışarda brakmayacak büyük ve ferah bir cami istiyorum. Güzel mimarisi olan bir mabed istiyorum. Turisterin caminin içine girdiklerinde, camiyi izlerken islam dini tanıma arzularını uyandıran ve müslümanların gerçek kimliğini görmeleri ve “cihad” kelimesinin tam anlamının ne olduğunu merak etsinler. Hayatımdaki caminin büyük bahçesi olmasını istiyorum, inanan müminlerin namaz sonrasında bir araya gelip, hal hatır sorabilecek yerlerinin olmasını istiyorum.

Benim hayal ettiğim cami, Ramazan ayını orada ibadetle geçirebileceğim yerdir. Aynı zamanda evime yakın olmasını ve her zaman beş vakit ezan edasını duyup gönlümün huzur ile dolmasını arzu ediyorum. Öyle bir camiyi hayal ediyorum ben.

Sonuç olarak her birimizi önce insan olarak daha sonra da kişilik olarak  özeleşitiri yapmaya davet ediyorum .Unutmayalım bir cami, biz müslümanlar ile dolduğunda, birlik ve beraber olduğumuzda camidir. Diyelim ki herbirimizin hayatındaki cami kalbimizdedir ve anahtarı kalbimizdedir. Bu yeni camiyi ziyaretçiler için açalım.

Meriem İbrahimova’nın denemesi ikinci yaş grubunda (14 yaşından 18 yaşına kadar) birinciliği kazanmıştır.

Fatma Yüksel Müsün’nün resmi ikinci yaş grubunda (14 yaşından 18 yaşına kadar) birinciliği kazanmıştır.

 


© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.