Yetimlerle Buluşma
Blagoevgrad Bölge Müftülüğü’nün ev sahipliğinde Gotse Delçev şehrinde yetimlerle tek tek görüşüp onların dertlerini dinlemek oldukça heyecan vericiydi. Bulgaristan Başmüftülüğü Sosyal Hizmetler dairesi ekibi “yetimleri anlamak için onların yerinde olmak lazım” anlayışıyla bu sene de farklı bir hizmet gerçekleştirmiş oldu. Ecdadımız “ateş düştüğü yeri yakar” demişlerdir. Biz insanlar genelde başkalarının yaşadıkları acıları kendimiz hissetmedikçe anlamakta zorlanırız. Aslında hiç unutmamamız gereken bir husus iken bazen Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in bile yetim büyüdüğünü unutuyoruz. Fakat yetime kol kanat germenin ne kadar önemli olduğu ve ahiretteki karşılığı ilgili hadis-i şeriflerden hatırlanmalıdır. Bu anlamda Başmüftülük Sosyal Hizmetler Dairesi de birkaç yıldan beri toplumu hayra teşvik ederek yetimlere yardımcı olmaları için önayak olmaktadır. Bu yardım hizmeti 2012 yılında faaliyete 21 yetimle başlamış, daha sonra sayı 80 yetime çıkmıştır. 2015 yılının başlarında ise 120’ye ulaşan yetim sayısı hâlihazırda artarak 158 kişiye ulaşmıştır. Yapılan kampanyalarla maddî destek beklenmekle birlikte onlarla bir nebze de olsa hemhal olarak yakınlık kurma hedeflenmektedir. Nitekim bu yıl da Gotse Delçev de, Smolyan da gerçekleştirilen programlarla ayni gaye güdülmüştür.
Blagoevgrad Bölge Müftülüğü’nün 22.11.2015 de Gotse Delçev şehrinde gerçekleştirdiği “yetimler ve onların hayatta kalan ebeveynleri” karşılaşması, katılımcılar arasında samimi bir atmosfer oluşturdu. Duygularını dile getirme fırsatı bulan yetim çocuklar, şimdiye kadar kimse tarafından dinlenmediklerini ifade etmekten çekinmediler. Ayrıca tek başına hayat mücadelesi veren bazı anneler çocuklarına yardım edilmesini talep ettiler. Yine okullarda verilen cüz’î bir bursun onlara yetmediğini, işsizliğin kendilerinin ve evlatlarının boynunu büktüğünü, bir kısmı da kendi evlerinin olmadığını ve kirada hayatlarını idame ettiklerini belirttiler.
Bir diğer yetimler buluşması Smolyan(Paşmaklı) bölgesinde gerçekleştirildi. Esefle belirtelim ki, buranın gündeminde de birbirinden farklı insanlık dramları ve acı hayat hikâyeleri vardı. Hani derler ya “deşme yaramı” ya da “değme gamlı gönlüme” misali… Dert söyletince bize de ancak not etmek düştü. Şöyle ki;
-Kadının biri 7 yıl çocuk beklediklerini, nihayetinde bir çocuklarının dünyaya geldiğini ancak bir buçuk yıl sonra iş kazası sonucu kocasını kaybettiğini anlattı.
-13 yıldır çocuk sahibi olamadık nihayetinde yüce yaradan bize çocuk verdi fakat bir yıl sonra kocam kalp krizi sonucu vefat etti.
-Annem de babam da vefat ettiler, nenemle yaşıyoruz o da rahatsız olduğu için bu toplantıya gelemedi.
-Yıllarca 2 çocuğuma bakmaya çalışıyorum. Başta çok zor geldi, bu yükü kaldırabilir miyim diye epey düşündüğüm oldu, fakat Cenab-ı Hak bana güç kuvvet verdi ve ayakta durabiliyorum. Çok eksiklerim var tabi. Şunu da itiraf etmeliyim ki, akrabalarım, annem-babam, kardeşlerim bile beni şimdiye kadar dinlemediler, dedi ve gözyaşlarını tutamadı...
-Filibe’de okuyan genç bizi daha da duygulandırdı. Önce durumunu anlatmak istemedi. Bilahare bu genç: Babamı kaybettiğimde henüz dört yaşındaydım, az buçuk hatırlarım, kız kardeşim ise 1 yaşındaydı. Yedi yıl sonra bir gün annemle yaz zamanı çayıra ot biçmeye gitmek için hazırlandık. Annem bacımı sevdi, öptü, gülümsedi ve onu evde bıraktı. Çayır yolunda ilerlerken, üç kişiyle birlikte benden biraz mesafeli yürüyen annem yıldırım çarpması neticesinde gözlerimin önünde vefat etti. Onunla yürüyenler de dünyaya veda ettiler. O an canımın nasıl acıdığını tarif edemem ve kardeşime nasıl anlatacaktım şimdi de annemizin vefat ettiğini. Genç bu acı olayı anlatırken yanında bulunan yaşlı dedesi de ilk önce oğlunu, bir kaç yıl geçmeden de gelinini kaybetmenin acı hatırasını yeniden gözünde canlandırdığını ifade ettikten sonra gözyaşlarını tutamadı.
-Dört çocukla kalan bir başka anne de, içinde bulunduğu zorlu yaşam koşullarını anlattı ve herkese duygulu anlar yaşattı.
Buna benzer yaşanmış olaylar ekibimizi ve tüm katılımcıları derinden etkiledi ve darda kalanlara yardım etmenin önemini bir defa daha hatırlatmış oldu.
Üçüncü program, Sofya Bölge Müftüsü Sayın Mustafa İzbiştali’nin inisyatifiyle Sofya ve Samokov’dan gelen 23 yetimin ağırlanmasıyla gerçekleştirildi. Başmüftülüğün Medya Merkezinde düzenlenen buluşmaya Başmüftü yrd. sayın Birali Birali, T.C Sosyal Hizmetler Müşaviri Sayın Dr. Ulvi Ata ve Eğitim Ataşesi Sayın Şenol Genç, Yüksek İslâm Enstitüsü Öğretim görevlilerinden Dr. Sefer Hasanov ve Ahmed Bahadır da teşrif ettiler. Dr. Ulvi Ata konuşmasında: “Dünyaya gelirken hiç kimse anne-babasını seçmedi. Dolayısıyla kimse dilini, ırkını seçemez ve kimse nerede nasıl doğacağını bilemez. Önemli olan tek şey hepimizin kardeş olmasıdır. Çünkü biz müslümanız. Yetimliğin ne olduğunu en güzel bilen bizim peygamberimiz (s.a.v)’dir. Nitekim o yetim doğdu ve küçük yaşta annesini de kaybetti. Sevgili Peygamberimiz’in: “Ümmetimin yetimleri benim emanetimdir” sözünü tüm müftüler, öğretmenler, imamlar unutmamalı ve yetimleri sahibsiz bırakmamalı” dediler. Sayın Şenol Genç ise, okumak isteyen yetimlerin her türlü okul ve eğitim masraflarına yardım ve destek olacaklarını belirttiler. Proğramın sonunda çam sakızı çoban armağını hediyeler dağıtıldı. Sofya Müftüsü Sayın İzbiştali Bulgaristan genelindeki 157 yetime piknik çantaları ve içlerinde giyim eşyaları temin ettiler. Allah kendilerinden razı olsun.
Sözlerimi noktalarken Blagoevgrad ve Smolyan bölge müftüleri Sayın Aydın Muhammed ve Sayın Necmi Dıbov’a Başmüftülük Sosyal Hizmetler Dairesi adına teşekkürlerimi arz etmek isterim. Bu organizasyonlarda emeği geçmiş olan bütün kardeşlerimizden Allah razı olsun. Eğer nasibimizde varsa gelecek yıl Bulgaristan müslümanlarının yoğun olduğu başka bölgeleri de ziyaret etmek istediğimizi de söylemeden geçmeyelim. Sonuç olarak da şu gerçeğin altını kalınca çizelim: Yüce Allah yetimleri yetimlikle imtihan etmektedir, bizleri de yetimlerle. Arzu ve temennim şudur ki, Mevlâ’mız bizleri Peygamber Efendimiz’in şu hadisine mazhar eylesin.“Bir kimse rahmet ve şefkatle bir yetimin başını okşarsa, elinin değdiği her saç teli için bir sevap yazılır, her saç teli için bir günahı silinir ve her saç teli için derecesi yükseltilir.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, nr. 4/132)demektedir.
Bahri İZET
© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.