Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü’nün ülkemizde etkisini artıran İslamofobi kampanyasına ilişkin beyannamesi

Bulgaristan Müslümanları Başmüftülüğü ülkemizde yabancı karşıtlığına zemin oluşmasından dolayı büyük endişe duymaktadır. Belirli popülist çevreler ülkedeki dini ve etnik topluluklar arasında gerginlik yaratmak ve gerginliği artırmaкiçin mülteci akınını, Müslüman encümenlerinin totaliter rejimde devletleştirilen vakıf mallarına ilişkin iade taleplerini, okullarda ana dilde eğitim ve din dersinin okutulması ile ilgili tartışmaları vs. olaylarını bir araç olarak kullanmaktadırlar. “Duma” gazetesinde 08.09.2015 tarihinde yayınlanan “Müslümanların Türk milli duygularına dair” başlıklı makale İslam karşıtı kampanyaya yeni bir unsur kattı. Aşırı ve yıkıcı milliyetçiliğin sözcülüğüne yeniden soyunan gazete redaksiyonun huzursuzluğunun asıl sebebi ise Sofya Yüksek İslam Enstitüsü’ne bağlı İslam Dini ve Kültürü Araştımaları Merkezi’nin projesi ve daha doğrusu düzenlediği ankettir. Bu konu, milli güvenlik için tehdit oluşturduğu gerekçesiyle bazı milletvekilleri tarafından da kamuyouna sunulmaktadır.

Araştırmacılardan oluşan ekibin belirttiği gibi araştımanın başlıca amacı Bulgaristan’daki etnik ve dini azınlıklarının içtimai ve dini düşünce ve duygularındaki değişikliklerin belirlenmesi, etnik ve dini azınlık bireylerinin kendilerini nasıl tanımladıkları ve toplumdaki durumunu nasıl değerlendirdiklerinin tespit edilmesi, elde edilen sonuçlar doğrultusunda aidiyetlerinin korunmasına ve sürdürülmesine yönelik projelerin hazırlanmasıdır.

Düşünce ve yaşam alanındaki değişikliklerin göstergesi olarak azınlık toplulukların demokrasi kültürünü benimseme düzeyi, azınlık gruplarına mensup olanların vatanına, diğer milletlere, etnik ve dini gruplara, kendi dinlerine, kültür ve dillerine yönelik tutumu kabul edilmektedir.

Araştırmacılara göre dini aidiyet ile ilgili olarak ülkedeki Müslüman azınlığına mensup farklı etnik gruplar arasında dindarlık derecesinin, farklı mezheplere mensubiyetinin, geleneksel sufi tarikatların ve çağdaş dini-siyasi akımların belirlenmesi son derece önemlidir. Farklı sosyal ve yaş grupları dini adet ve göreneklerini ne derece yerine getiriyorlar ve dini aidiyetlerinin dış göstergesi olan İslam’ın ahlaki ilkelerine ne kadar uyuyorlar? İnsanlar, inancın aşılanmasında ve dini aidiyetin oluşmasında eğitimin rolünü idrak edebiliyorlar mı? Ayrıca, kültürel aidiyet durumunun ve geleceğinin, kültürel-tarih mirasını tanıma düzeyine bağlı olduğu anlayışını savunuyorlar. Anket vasıtasıyla kültürel değerleri tanıma düzeyinin ve bu değerlere bağlılığın belirlenmesi amaçlanıyor. Azınlık topluluklarına mensup olanlar ne derece ana dilini biliyor ve kullanıyorlar? Yeni nesillere kültür değerlerinin aktarılmasında çağdaş okulların rolünü nasıl değerlendiriyorlar? Günümüz eğitim sisteminin, kültürlerarası pedagoji bazında kökten ıslah edilip edilmemesi konusunda ne düşünüyorlar?

Görüldüğü üzere araştımanın konusu Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi’nin (5. madde, 1. fıkrası) aidiyetin önemli unsuru olarak belirlediği ve ülkeleri aidiyeti koruma koşullarını geliştirmekle yükümlü tuttuğu Bulgaristan’daki Müslümanların dini, kültürü, dili ve gelenekleridir.

Etnik, milli, dini ve kültürel aidiyeti koruma ve geliştirme fikri Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi’nin azınlık toplulukların hakları ile ilgili bütün belgelerinde ana fikirdir. Bu fikir XX. asrın ikinci yarısında totaliter rejimin benimsediği ve özellikle “soya dönüş” sürecinde tarih içerisinde oluşan milli kimliği yok edilerek yeni bir kimlik dayatılması vasıtasıyla azınlık topluluklarına zorla yeni aidiyet kabul ettirmesine yönelik uyguladığı politikayı sürdürmek isteyen popülist ve yabancı düşmanlığı savunan çevrelerin gayeleriyle ile çatışmaktadır.

Biz bütün Müslümanların “Türk milli duygu” taşıyıcıları oldukları fikrinden ve yeni etnik ve milli dillerini suni bir şekilde oluşturma girişimlerinden uzakız. Aynı zamanda kurumlarımızın ve dini görevlilerimizin ülkemizdeki Müslümanların dini aidiyetini koruma ve pekiştirme çabalarını destekliyoruz. Bu çalışmalar ne yazık ki popülist çevreler tarafından milli güvenlik için tehlike olarak öne sürülmektedir.

“Duma” gazetesinin makalesinden de görüldüğü gibi popülistler arasında korkuya yol açan faktörlerden biri Bulgaristan Müslümanlarının ve etnik azınlıkların kültürünü, tarihini ve dinini araştırma girişimleri, yani objeden sübjeye dönüşmeleridir.

Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanları Başmüftülüğü her türlü provokasyonlardan uzak tutarak ve ülke ile bölgede dini ve etnik barışın pekişmesine yönelik çalışmalara etkin bir şekilde katılarak, Bulgaristan’daki Müslümanların dini aidiyetinin korunmasına yönelik gerekli önlemleri alma kararlılığını bir kez daha ifade etmektedir.

 

Başmüftülük ve İslam Dini ve Kültürü Araştımaları Merkezi temsilcileri, Bilim Araştırmaları Teşvik Kanunu’nun akdemik özerkliğinden yararlanan bu akademik projenin tamamlanmasına kadar konu ile ilgili yorum ve analiz yapmaktan kaçınacaktır. Akademik gerekçeler ve istatistik araştırmalar içeren projenin sona erdirilmesi ardından sonuçlar basın konferansında duyurulacaktır.


© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.