Başmüftü Dr. Mustafa Hacı her yıl geleneksel olarak yapılan ve bizzat Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle deruhte edilen uluslararası "Dünya İslâm Bilginleri" toplantısına katıldı. Geleneksel olarak İstanbul'da tertip edilen toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, eski Diyanet işleri başkanları Prof. Dr. Mehmet Görmez, Dr. Tayyar Altıkulaç ve dünyanın farklı bölgelerinden gelen müftüler hazır bulundu.
Başmüftü Dr. Mustafa Hacı, dünyanın muhtelif bölgelerinden İstanbul'a teşrif eden ulemânın huzurunda önemli mesajlar verdi. Yaptığı konuşmanın özeti aşağıda geldiği gibidir:
Kıymetli Hâzîrûn!
"Gazze'deki krizin derinliği sadece siyaset ve savaş yönüyle değerlendirilmemelidir. Bütün bunlarla beraber savaşın insan onurunu ve adaleti ilgilendiren yönü vardır. Her türlü haksızlığın ve hukuksuzluğun işlendiği Gazze'de masum insanlar hayatlarını kaybetmeye devam ediyor.
Dünya ve bazı müslüman ülkeler Gazze konusunda ve Netanyahu'nun insanlık dışı tutumları karşısında seyirci kalmakta ve hâlâ ne yapacağını bilmemektedir.
Herşeye rağmen gecikmiş de olsa uluslararası çabalar ümit vericidir. Bugünkü buluşmamızın da bu yönde atılan iyi bir adım olduğunu düşünüyorum. Kalıcı barış için ciddi gayretler ve fedakârlıklar gerekiyor.
Umarım ki, diplomatik yollarla yürütülen çabalar Gazze'de aylarca gerçekleştirilen soykırıma en nihayetinde son verecek, masûm canlar yanmayacak, aileler yok olmayacak. Savaşın devam etmesi hiç kimsenin yararına değildir, bilâkis insanlığı tehdit eden menfur bir olaydır.
Gazze savaşının sona ermesi sadece dünya liderlerinin ve uluslararası teşkilâtların sorumluluğu değildir. Burada herkes, her fert sorumludur. Yaşayan her can barışı istemelidir. Hepimiz, kardeşliğimiz adına hürriyeti yüksek sesle istemeliyiz.
İslâm Dini, geleceğimizi barış ve paylaşma üzerine inşa etmemizi emrediyor, kavga ve çatışmalardan uzak durmamızı istiyor.
Hiç şüphesiz İsrail devletinin bölgesel olarak başlattığı Gazze savaşı ve acımasız saldırılar uluslararası krize dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu anlamda İslâm düşmanlığı da hızlıca yayılma eğilimindedir. Çünkü bunu fırsat bilenler var.
16. yüzyılda Yahudilerin İspanya'dan nasıl tard edildiklerini, nelere maruz bırakıldıklarını da bilmiyor değiliz.
Bulgaristan Cumhuriyeti Müslümanlar Diyaneti Başmüftülüğü olarak Netanyahu'nun Gazze'lilere uyguladığı zalim politikayı asla onaylamıyor, katliamın bir an önce durması için çağrıda bulunuyoruz. Adalet yerini bulmalıdır.
İnsanlık el ele verip masûm vatandaşların katledildiği, çocukların ve ailelerin yalnız bırakıldığı, her yerin harâp edildiği bu vahşete dur demelidir. Ancak kalıcı bir barışla, istikrarla bölgedeki Araplar ve Yahudiler bir arada yaşayabilirler.
Yüce Allah en kısa zamanda Filistin'deki, Gazze'deki kardeşlerimizi sahil-i selâmete çıkarsın".