Bulgaristan’da ki islamofobinin sebepleri nelerdir ve bununla

 nasıl baş edilebilir? 

Başmüftülüğün bünyesinde faaliyette olan “Medya ve Kültür” Merkezi 26 Mart 2019 tarihinde başkentte “İslamofobi: Nedenleri ve Etkileri” konulu söyleşiye ev sahipliği yaptı.

Bu etkinlikte konuşmacı olarak Yeni Bulgar Üniversitesi öğretmeni Doç. Dr. Mihail İvanov, Yüksek İslam Enstitüsünde (YİE) öğretmen ve aynı zamanda YİE de Araştırma Merkezi Başkanı olan Dr. Arif Abdullah ve Başmüftülüğün “Uluslararası Faaliyetler” Daire Uzmanı Hayri Emin yer alanlar arasında oldular.

Söyleşi Dr. Kadir Muhammed tarafından yönetildi, açılış konuşmasını ise bizzat Bulgaristan Başmüftüsü Dr. Mustafa Hacı yaptı.

Söyleşiye katılımı esnasında Doç. Dr. Mihail İvanov “İslamofobinin” oluşma nedenlerine dikkatini verdi. Kendilerine göre cevapları tarihin çok gerilerinde aramamız lazım – Paisiy Hilendarski’nin yazmış olduğu milliyetçi literatürün içerisinde. Birçok kez anlatımlarda da, literatürde de Osmanlı İmparatorluğu, Osmanlılar, Türkler ve Müslümanlar arasında fark yapılmadan kullanılmakta bu kavramlar. Kendisi sözlerine okulun da daha erken yaşlarda çocuklar üzerinde bunlara karşı şiddetli bir negatif etki oluşturduğunu belirterek devam etti. Ve tam da bu şekilde toplumda İslamofobiden ayırt edilmeyen Türkofobi oluşturuluyor.

Uzmanın açıklamaları şu sözlerle devam etti - “Ülkemizde ki gayrimüslimlerin Müslümanlara karşı olan tutumu tam olarak yansıtılmamakta, etnik ve başka faktörler üzerine katılarak sunulmaktadır. Çok sık görülen bir durumdur ki, Bulgaristan’da ki İslamofobi, Türkofobi ile eş anlamlı kabul ediliyor.” Tarihimizde var olan farklı İslamofobik dalgalar mevcutluğunu, onlardan bazıları Bulgaristan’da ki Müslüman topluma karşı baskı ve şiddet içerikli eylemleri de kapsamına alan olayların bulunduğunun vurgusunu yaptı ve “Toplumumuz, tarihini subjektif bir bakış açısından çıkarak, objektif bir şekilde, değiştirilmemiş bir tarihi tekrardan okumak gibi çok zor bir görev ile karşı karşıya kalmıştır” diyerek konuyu özetlemiştir. Kendisi tarihi oluşturan materyallerin içerisine bu zamana kadar “sessiz” kalınan, ancak var olan kısımların da tekrar gözden geçirilerek eklenmesi gerektiğinin vurgusunu yaptı.

Günümüz zamanında var olan İslamofobinin tarih ile olan bağlantısının olduğu konusunda Hayri Emin Doç. Mihail İvanov’a katıldı. Ve ekledi ki, günümüzde ki en sert milliyetçilerin ideolojisinde ve faaliyetlerinde görüyoruz ki, geride kalmış veya pek de geride kalmamış tarihi olaylardan motive oluyorlar. İslamofobi ile ilgili günümüzde, sadece Bulgaristan’da değil, Avrupa’da da ve hatta Dünya’nın tamamında bu tür eylemlerin mevcut olduğunun vurgusunu yaptı.

Din, şiddeti motive edebilir mi? Dr. Arif Abdullah, kendi değimiyle teolojik – felsefi yönteme dayanan metotlar ile bu soruya cevap arayarak söyleşiye katkı sağlamış oldu. Dr. Abdullah’a göre, dini çoğu zaman İslami korkuların ana kaynağı görerek yanlış bir şekilde yorumluyoruz. “Araştırmacılara göre bu sonuçları oluşturan iki ana kaynak var – imkânlar ve hayal gücü.” cümlesini ekleyerek Dr. Arif Abdullah, sözlerine devam etti. Dinin, şiddet için bir kaynak olup olamayacağı konusuna cevaben dinin kimliğinin araç olarak kullanıp kötü eylem ve amellere kullanılabileceğini belirtti kendisi. Ve bildiğimiz gibi dini kimliğin bir dizi farklı unsurlardan oluşmakta, her bir unsur ayrı ayrı kötüye kullanılabilir ve dinin kendi özüne karşı kullanılabilmesi olarak amaçlanabilir – diyerekten söyleşiye katkıda bulundu Dr. Arif Abdullah.

“İslamofobiyi yenmemiz ancak ve ancak dini önderler ve aktivistler kendilerini daha çok ruhsal ve ahlaki yapıya yönlendirerek ve dini bir amaç olarak kullanan bütün bu politik ve başka yapılardan kendimizi arındırarak mümkün olabilir.” - bu sözlerle Dr. Arif Abdullah konuşmasını bitirdi ve hemen ardından dinleyicilere bu üç konuşmacının söylediklerine yorum yapma ve soru sorma fırsatı verildi.

 

Yazar: L. Çauşeva

Çeviri: Meliha Musa

 

 

 

 


© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.