"Hocazade Mehmed Muhayddin Efendi" Ödülünü Kazananlardan: MEHMED HOCA İSLAM’A ADANAN BİR HAYAT ...

 

“Babam fakir bir adamdı, o dönemler belirsizlik zamanıydı, fakirlik büyüktü. Dağa giderdi orda birşeyler keserdi, geçimimizi sağlamak için köylerde odun satardı. Bu bölgede oşaf için kullanılan çok fazla yabani armut ve başka meyveler vardı bu meyveler köylerde satılırdı. Bu şekilde hayrımızı idame ettirirdik…. dağdan borina ve başka malzemeler getirirse….. ve bu şekilde babam bizleri zorla büyütüyordu. Ben okulu da zorla tamamladım. Fakirlik ve yokluk nedeniyle babam bana kalem ve defter satın alamazdı zor durumda kalırdı….”

Karşılaştığı bütün güçlüklere ve sıkıntılara rağmen “zor zamanlarda” ilmin ve eğitimin en iyi koruyuculardan biri anlatıyor.

O, Mehmet Hamid Hoca, köyde daha Kunev Hoca olarak da biliniyor. Mehmet Hoca 13 Aralık 1915 yılında Nevrokop iline bağlı Ribnovo köyünde doğmuştur. Ailesi çok fakirdir, ilk öğrenimini cami odasında faaliyet gösteren köy okulunda tamamlamıştır. 15 yaşındayken ormancı olan babası ile birlikte dağda çalışmıştır. Ormanda, kozalak toplayıp kaynatırmış, kozalaklardan  elde ettiği yağı daha sonra satarak o şekilde geçimini sağlarmış.

Bütün sıkıntı ve zorluklara rağmen ilim öğrenmek Mehmet Hoca’nın en büyük arzusu imiş. Daha küçük yaşta İslamî  ilimlerle ilgilenmeye başlamıştır. Köyünde birkaç hocanın yanında ilmihal (Temel dini bilgiler) eğitimi almıştır.  Bir ilim adamının yanında uzun zaman kalmak içik uzak  yerelere gitmek istemesine rağmen ailesindeki yoskulluk bu arzusuna mani olmuştur. Herşeye rağmen Mehmet Hoca bu gayesinden vaz geçmemiştir. Fırsat bulduğunda dönemin ilim adamları olan (Belişki Efendi, Halim Efendi, Matanya) gibi insanların yanına gitmek için onlarca kilometre geçmeyi göze almıştır. Onlarla birkaç gün bazen de birkaç saat geçirip tekrar köyüne dönermiş.

Mehmet Hoca: “Bazen sadece bir meseleyi sormak için hocalara gidip sonra da dönüyordum. İslam dini hakkında bilgimiz olmadan konuşmamamız gerekir” diyor. Mehmet Hoca kendi kendine öğrendiğini söylese de, dönemin alimlerinden temel bilgileri almıştır.

XX. yüzyılın 40’ları yıllarında dönemin idarecileri islami ilimlerle ilgilendiği için kendisini takip ve rahatsız etmeye başlamışlardır. Yaşadığı  herşeye rağmen çağdaşlarının çoğunluğunun olduğu gibi, kendisini bu alanda geliştirmeye ve inandığı ilmi savunmayı bırakmamıştır.

İdareciler tarafından herhangi bir köyde caminin yıkılacağını duyduğunda, gece atını alıp o köye gidiyormuş. Camide bulunan kitapları alıp atına yüklerimiş. Böylece onlarca el yazması ve eski türkçe basılmış kitapları kurtarmış. Mehmet Hoca, kurtardığı kitapları daha sonra okumaları için öğrencilerine dağıtırmış.

İslami ilimler alanında kendisini geliştirmede Osmanlıca ve Türkçeyi okuyup anlamayı öğrenmesini büyük katkı sağlamıştır. Demokrasiden önce komünist döneminde bölgenin en seçkin ve tanınan ilim adamı olmuştur. Dini metinleri tercüme edip ve el yazısı ile acil ihtiyaç olan ilmihal konularını öğrencilerine dağıtırmış.  

Mehmet Hoca Efendi hiç bir zaman resmi imam veya hoca olarak faaliyet göstermemiştir fakat hayatı boyunca bu faaliyetleri yapanlara yardım etmiş ve her zaman yanlarında bulunmuştur.

En kötü ve zor zamanlarda birçok insanın eğitiminde ve yetişmesinde etkili olmuş ve komünist idaresi düştükten sonra, yetiştirdiği insanlar onun görevini alıp bölgedeki köylerde imam olarak görev yapmaya başlamışlardır.  Onun mezun ettiği kişiler arasında müftü, genç ve dini eğitimli kadrolar vardır.

Gelecek için Mehmet Hoca ümitli. “Umarım gelecek, insanın ve islamın yararına olan eğitim ve iyi düşünceler üzerine inşa edilecektir” diyor.  

 

Videoyu izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=IOwMM-c-tUI&t=1s

 


© Müslümanlar diyaneti. Tüm haklar saklıdır.